Is’te 3G

Levent Daşkıran

Uzun bir ara ve meraklı bir bekleyişin ardından, 3G hizmetleri nihayet 30 Temmuz’dan itibaren Türkiye’de faaliyet gösteren üç operatör tarafından verilmeye başlandı. Cep telefonlarından ve taşınabilir bilgisayarlardan kablosuz, geniş bant internet bağlantısı sunan bu teknoloji, görüntülü görüşme ve mobil TV örneklerindeki gibi hareket halinde kesintisiz ve yüksek hızlı internet bağlantısına ihtiyaç duyan birçok uygulamayı mümkün hale getiriyor. Üstelik bu uygulamalar sadece bireysel kullanımı için kurumsal kullanımı da yakından ilgileniyor. Peki henüz çiçeği burnunda olan bu teknoloji acaba Türkiye’de farklı sektörlerde yer alan kurumların işlerinde ne gibi gelişimleri tetikleyecek? Operatörler ve altyapı sağlayıcılar bu alanda hangi hizmetleri sunmaya hazırlanıyor? Diğer bir deyişle 3G’de kurumsal çözüm fırtınası ne zaman başlayacak?

İlk ilgi gösteren sektörler finans, sağlık ve eğitim

Turkcell Kurumsal Müşteri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Yener, kurumsal 3G kullanımında sektörel yaklaşımla ilgili çözümleri servisler ve de mobil internet olarak ikiye ayırmak gerektiğini belirtiyor. Yener, hedeflerinin öncelikle mobil iş gücünü kesintisiz internete bağlamak olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Türkiye’de 12 milyon PC var ve bunların yarısını dizüstü bilgisayarlarlar oluşturuyor. Bunların yaklaşık 2.5 milyonu işletmelerde kullanılıyor. Dolayısıyla işletmelerde zaten Turkcell olarak odaklandığımız mobil bir işgücü var. Öncelikle zaten mobil olan bu cihazları hızlı bir şekilde internete çıkarmayı amaçlıyoruz. Daha önceden zaten mobil internet paylaşımı servisleri sunuyorduk, 3G ile artık küçük şirketlerin de buna daha fazla ilgi göstermesini bekliyoruz.”
Peki hangi sektörler bu işin farkında? Yener, Türkiye’de hizmetin sunulmasıyla eş zamanlı olarak bazı bankaların çoktan görüntülü çağrı merkezi hizmeti vermeye başladığını belirtiyor. Sektörler arasında öncelikle finans sektörünün 3G ile ilgilendiğini söyleyen Yener, şöyle devam ediyor: “Özellikle bankalar görüntülü çağrı merkeziyle yeni bir açılım yapmak istiyorlardı. Bu sayede müşteri beklerken, bu bekleme süresini yeni bir ürünün tanıtımı için kullanabiliyorlar. Dolayısıyla finans sektörü yanında otomotiv, turizm gibi alanlarda reklama harcanan paranın yavaş yavaş mobil dünyaya kaydığını görüyoruz. Örneğin ilaç şirketleri bu kavramın üzerine atladılar. Dolayısıyla ilgi gösteren ikinci sektör sağlık oldu. Eğitim sektörü bir diğer ilgi gösteren sektör konumunda. İnsanlar artık elemanlarını, müşterilerini bir yere veya sınıfa toplayarak değil her yerde, hatta yolda bile eğitmek istiyorlar. Üstelik sadece bilgi vermek değil, o bilgiden de geri dönüş almak istiyorlar.” Devamı:bthaber.com