Uzaktan eğitimde yenilik
Edip ÖYMEN
Süper kalem, süper kağıda yazar. Yazı, foton olup bilgisayara uçar. Elle yazdığın herşeyi bilgisayarda görürsün. Bu da yetmez: Sesi ve görüntüyü de... Ve bütün bunları, ne zaman istersen 24/7 okursun. Bu, yeni yüzyılın yeni öğretme-öğrenme yöntemi.
Derslerde deli gibi not tutmak gereksiz. Sence önemli notları al, yeter. Çünkü dersin tümü bilgisayara aktarılmış olacak. Dersi tekrar izlemek için illa bilgisayarın karşısına geçmen de gerekmiyor. İçeriği iPod’a aktar. Yanında taşı. İstediğin zaman bak 24/7.
Yakın eğitim
Uzaktan eğitim dediğimiz, zaten böyle bir şeydi. Şimdi olan, ilerleyen teknolojiyle bir gıdım daha ince ayardan ibaret. 2004’te Duke Üniversitesi, öğrencilere iPod verip, “Bakalım, bunu nasıl kullanacaksınız bir görelim” dediğinde bu, dünyada ilkti. Aradan geçen sadece 3 yılda iPod’a ders yükleme “eskiden beri” (!) yapılan bir işlem muamelesi gördü. Çeşitli üniversiteler, çok sayıda dersini iPod’dan izlenecek formata sokuyor artık.
Yenilik, bu işi daha hızlandırmak, işe öğrenciyi ve hocayı doğrudan katmak. iPod’a kaydedilen, sadece hocanın anlattıkları değil artık. Öğrenci, kendi fikrini ve anladığını da kaydediyor. Şimdilik bu, süper kalem ve süper kağıt yöntemiyle mümkün. Mutlaka başka tür bir kablosuz yöntem de ortaya çıkacak.
Dersi kap
Uzaktan eğitimde henüz erişilmemiş kıyı-köşeler (niche) var. Buraları pazar olarak gören bilgi teknolojisi şirketlerinden Tegrity, süper kalemle süper kağıdı üretti. Oraya yazılan, hop diye bilgisayara uçuyor böylece.
Northern Illinois, Georgia Institute of Technology, Minnesota, Central Florida, Purdue, Kansas State üniversiteleri bu yepyeni sistemi kullanmaya başladı.
Uzaktan eğitim sözcüğü, yepyeni gelişmelerin sağladığı yeni olanakları karşılamaya pek yetmiyor. Nasıl ki “bilgi toplumu” sözcüğü artık “eskidiyse”, uzaktan eğitime de yeni sözcük uydurma zamanı geldi. Çünkü gitgide yapılmaya başlanan, sadece uzaktan eğitim değil.
Ve Amerikalı dostlarımız, sözcük buldu: Lecture-capture. Dil cambazlığına benzeyen bu sözcüğe, “Dersi kap” diyebiliriz.
Mazeret
İşin içinde, hocaya özgü bilginin (know-how) öğrenciye doğrudan ve eksiksiz aktarımında ileri teknoloji kullanımı var. Bazı karmaşık konularda hoca konuşurken not tutmak pek zordur. Ve notu yazarken önemli bazı cümleler bilgiler kaçar gider. Ama yeni sistemlerle buna da bir son geliyor.
Elbette her hoca bu yeni uygulamadan hoşlanmayacaktır. Öyle ya, her sözcüğü sürekli kayda alınacak. Şunu unuttum, onu öyle demeseydim, bugün havamda değilim gibi mazeretlere yer yok. Çünkü eğitim, artık bir hizmet sektörü. Öğrenciler ise müşteri. Nasıl ki bir restorana gidince, “Şef bugün havasında değil, yemekler iyi olmayabilir” gibi bir mazeret olamazsa, çağdaş üniversitede de benzer bir mazeret olamayacak. (Türkiye’de değil elbette).
eeoymen@hotmail.com